Pdf Kitap Arşivi

İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları Pdf indir

İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları pdf indir, Mimari türünde kaleme alınan İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları kitap ile ilgili özet bilgiler. İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları kitabı yazar Reha Günay tarafından kaleme alınmıştır. İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları kitabı 200 sayfadan oluşmakta olup 2. Hamur ile basılmıştır. 16,5 x 24 ebatında olan İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları kitabın 1. Basım YEM Yayın tarafından yayınlanmıştır. Yazımızda İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları pdf oku, İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları PDF yandex, İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları PDF Drive gibi indirme linklerinden indirebilirsiniz.

İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları PDF Oku

Prof.Dr. Reha Günay’ın, İstanbul adalarının hâlâ canlılığını sürdüren ahşap yapı dokusunu belgelediği kitabı “İstanbul AdalarınınYaşayan Ahşap Konutları”nın yeni baskısı çıktı.

Kitabın yeni versiyonu içinden, niteliğinden ve sayfa sayısından ödün vermeksizin, okuyucular için kolay taşınabilir ebatta ve ulaşılabilir fiyatta olması planlanarak ilk baskılara oranla daha ufak boyda hazırlandı ve hafif olmasını sağlayacak bir kağıt seçilerek basıldı.

İstanbul’un Kaybolan Ahşap Konutları adlı kitabında İstanbul’un yitip giden ahşap konut dokusunun hüznünü ortaya koyan Reha Günay, İstanbul Adalarının Yaşayan Ahşap Konutları’nda ise yapılaşmaya, nüfus artışına ve tüm duyarsızlığımıza inat hâlâ coşkuyla yaşamayı sürdüren Adalar’daki yapılardan bir seçki sunuyor.
Kitap, İstanbul’un adalarına, Reha Günay’ın 50 yılı aşan mimar, fotoğrafçı, akademisyen, yazar kimliklerinden damıtılmış objektifinden bakabilmemizi sağlıyor.

Kitapta Büyükada, Heybeliada, Burgaz ve Kınalıada’daki sokak dokusunun bunun yanında çok ufak geleneksel konutlardan da Neo-Klasik yahut Art-Nouveau görkemli köşklerden de örnekler sunan Reha Günay, bu yapıların mimari ve sanatsal ayrıntı kısmına ilişkin bi hayli özgün açıklamalar getiriyor.

Reha Günay, Adalar’da seneler boyunca çektiği siyah-beyaz fotoğraflar içinden özenle seçerek bir kitap hazırlama gerekçesini özetle şöyle ifade ediyor:

“İstanbul’un Kaybolan Ahşap Konutları kitabını hazırlarken Ada konutlarını da katmayı düşünüyordum fakat hem çok mühim bir konut grubu olmaları hem de hâlâ yaşamaya devam etmelerinden dolayı onlara yer vermemiştim. Bu kitapla kaybolan konutların hüznü yerine yaşamakta olan konutların coşkusunu yaşıyoruz. Gerçekten İstanbul’un hemen dibinde duran bu yapılar sahiplerinin kim bilir ne kadar sıkıntı ve gayretiyle yaşamaya devam ediyor. Bunun yanında biz, anakarada kaybettiğimiz kültür değerlerini topluca bu doğa harikası coğrafyada hazır buluyor ve doya doya seyrediyoruz. Kültür mirası bize zamanın bir geçişi olarak tarihi öğretiyor. Yalnız hadiseleri değil, insanı, ekonomiyi, teknolojiyi, sanatı ve kültürü de… Bu yapıları korumak için hiçbir çaba sarf etmeden yalnızca bir vapura binerek görmek ne kadar kolaycı bir tutum değil mi? O yüzden Adalılara bir teşekkür borcumuz olmalı. Adalar’da dolaşan yabancı turistlere bakarsak galiba Adalar mimarlığının değerini onlar bizden daha iyi anlamış durumda. Adaya gitmek yalnızca yemek, içmek, faytona binmek, denize girmek, bir ağaç altında yatmak yahut bir kahvede oturmak olmamalıdır. Adayı yaya olarak dolaşmak, en basit evinden en görkemli köşklere kadar yapılarını görmek, anlamak, hikâyelerini öğrenmek ve hattâ onlardan zevk alma zorunluluğunu hissetmek gerekir.

Kitapta verilen fotoğraflar daha çok yakın günlerde çekilenlerdir. Bütün mühim yapıları toplamak gibi bir çabamız olmadı. Daha çok, farklı bölgelerin konutlarından seçmeler yaptık. Çok ufak yahut geleneksel konutlardan da Neo-Klasik, Art-Nouveau görkemli köşklerden de örnekler aldık. Adalar’da restorasyonun gadrine uğramış bazı yapılar varsa da çoğu yakın tarihte derlenip toparlandılar, boyandılar, süslendiler. Bu yapıları yaşayan haliyle görmek doğrusu insanın gönlünü ferahlatıyor…

Adalar bugün 19. yüzyıl Avrupa mimarlığının çeşitli üsluplarını görülmektediran bir açıkhava müzesi gibidir. Hemen yakınındaki binlerce yıllık İstanbul ise artık geleneksel ahşap konut dokusunu tümüyle kaybetmiş; eski kâgir toplum yapılarını zar zor korurken tarihsel çevresini ise yitirmiştir. Buna karşılık Adalar’ın şimdiki zamanda bi hayli korunmuş bir biçimde karşımızda durması adeta bir mucizedir. Bu mucizeyi yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak, kültürümüze gelecekte müthiş katkılar sağlayacaktır…”

İçindekiler
ADALARIN TARİHİNE VE MİMARİSİNE BAKIŞ
Tanzimat Fermanı ve Azınlıklar
Batılılaşan Mimarlık
İstanbul Yerleşme Sınırlarında Genişlemeler
Adalar Mimarlığı
Büyükada
Heybeliada
Burgazada
Kınalıada

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu