Beslenme Kültürü ve İnsan pdf indir, Antropoloji türünde kaleme alınan Beslenme Kültürü ve İnsan kitap ile ilgili özet bilgiler. Beslenme Kültürü ve İnsan kitabı yazar Metin Özbek tarafından kaleme alınmıştır. Beslenme Kültürü ve İnsan kitabı 256 sayfadan oluşmakta olup 2. Hamur ile basılmıştır. 13,5 x 21 ebatında olan Beslenme Kültürü ve İnsan kitabın 1. Basım İmge Kitabevi tarafından yayınlanmıştır. Yazımızda Beslenme Kültürü ve İnsan pdf oku, Beslenme Kültürü ve İnsan PDF yandex, Beslenme Kültürü ve İnsan PDF Drive gibi indirme linklerinden indirebilirsiniz.
Beslenme Kültürü ve İnsan PDF Oku
Hiçbir bitkisel veya hayvansal ürün tek başına insan vücudu için mucize yaratıcı bir güce sahip değildir. Her besinin kendine göre az veya çok yararları bulunur. Kansere karşı koruyucu özelliği olduğu, kolesterolümüzü düşürdüğü, kan şekerimizi gerçekleştirdiği, kalp ve damar hastalıklarına yakalanmamızı önlediği, fazla kilolarımızı atmamıza yardımcı olduğu veya uzun yaşamamıza katkıda bulunduğu savunulan bazı gıdaların uzun süreli kürünü uygulayıp onlardan mucize beklenilmemelidir. Sağlıklı kalmak istiyorsak, dozunu kaçırmamak kaydıyla her şeyden yemeliyiz.
Çevremize şöyle bakalım; doğa bize binbir lezzette ve çeşitte mineral, vitamin, protein, karbonhidrat, yağ ve daha bir çok faydalı unsurlar içeren besinler sağlamaktadır. Bunları ölçülü ve dengeli biçimde tükettiğimiz takdirde sağlıklı bir yaşam sürmemiz her zaman olabilecekdür.
İyi bir diyet, neyi ne ölçüde ve ne zaman tükettiğimiz kadar, neyi yemememiz gerektiğine de bağlıdır. Öğünler içinde durmadan atıştırmamalıyız. Sofraya hangi vakitte oturduğumuz kadar, sofrada ne tükettiğimiz de mühimdir. Devamlı yemek yeme, gece gündüz demeden aralıksız bir şeyler atıştırma insan türü için hiç uygun olmayan bir beslenme şeklidir; metabolizma faaliyetlerimizi bozar ve obeziteye davetiye çıkarır.
“Nerede hareket orada bereket” özdeyişinde olduğu gibi bir de düzenli hareket etmeli, uzun yürüyüşler yapmalı, yaşımıza ve sağlığımıza uygun tarzda olmak koşuluyla atlamalı, zıplamalı ve koşmalıyız. Tarihöncesi atalarımızın taş devrinde yüzbinlerce yıl böyle bir hayat tarzına sahip olduğunu unutmamalıyız. Lakin onların yaşam tarzını çoktan bırakmışız, onlar gibi avlanmak için dere tepe demeden koşmuyoruz. Sonuç ortada; yerleşik yaşam şekilimiz ağır ağır, sessiz sessiz bizi öldürüyor. İnsan soyu tarihöncesi çağda yüz binlerce yıl açlık-kıtlık koşullarıyla daha kolay başedebilecek biçimde bir doğal ayıklanma sürecinden geçti; bundan dolayı bu kritik zamanlarda yağları vücutlarında yedek enerji deposu olarak biriktirmeye en yatkın bireyler ayakta kalabildi. O halde, kilo alma yatkınlığımız biz insanoğlunun atalarından devraldığı bir genetik mirastır.
Prof. Dr. Metin Özbek
